Öğretmenim; gününüz kutlu tebeşiriniz bol olsun..
Her şeyin ama her şeyin içi bilinçli bir şekilde boşaltılıyor.
Bizi biz yapan bütün insanı değerler ayaklar altına alınıyor.
Evrensel Kültür denen bu canavar tüketime yönelik bir hilkat garibesini bize medeniyet diye pazarlıyor.
Bir şeylere sahip olmak mutluluğun kaynağı olarak sunulurken, insanın bizatihi kendisi bile ticari bir mal olarak pazara sürülüyor.
Her ne kadar insan ben tek başıma ne yapabilir ki dese de, tarih tek bir adamların insanlık için neler yaptığına defalarca şahit olmuştur.
İşte o tek bir adamlar iyi öğretmenlerin elinde şekillenmiştir.
Öğretmenim, gününüz kutlu tebeşiriniz bol olsun…
Eğitim
Sonra bir ögretmen, ‘Bize egitimden bahset.’ dedi.
Ve o cevap verdi:
‘Hiç kimse size, içinizdeki bilginin safaginda halen
yari uykuda olandan bir zerre fazlasini açiklayamaz.
Takipçileri arasinda mabedin gölgesinde
yürüyen bir ögretmen, size bilgeligini degil
sadece inancini ve sevgisini verebilir.
Eger gerçek bir bilgeyse,
bilgeliginin evine davet etmek yerine,
sizi kendi aklinizin esigine dogru yönlendirir.
Bir astronomi bilgini,
size uzayla ilgili anlayisindan bahsedebilir
ama anlayisini size veremez.
Bir müzisyen her yerde var olan ritimlerle
bir sarki söyleyebilir; ancak ne ritmi yakalayan kulagi,
ne de onu ekolayan sesi size sunabilir.
Ve semboller ilminde usta biri,
size simgesel alanlardan söz eder,
ama sizi oralara tasiyamaz.
Çünkü bir kisinin sahip oldugu ilham,
kanatlarini baska birine ödünç veremez.
Ve nasil herbiriniz Tanri’nin bilgisinde özgün
bir yere sahipseniz, sizin de Tanri’yi kayrayisiniz
ve dünyayi anlayisiniz tek basiniza ve size özel olacaktir.’
Halil Cibran