Ayağınızda çarık, sırtınızda paltonuz olmadığını gördüm-Enver Paşa-Sarıkamış 1914
AYAĞINIZDA ÇARIK, SIRTINIZDA PALTONUZ OLMADIĞINI GÖRDÜM
“”Ayağınızda çarık, sırtınızda paltonuz olmadığını gördüm..” dedi ve 3 ncü Ordu’yu Allahuekber Dağlarına sürdü Enver Paşa, 1914 yılının zemherisinde..
NEDEN?..
Devletin bekası, milletin geleceği için mi; savaşı kazanıp bir an önce Enverland’ı kurmak için mi? (Almanlar böyle kandırmıştı kendisini)..
Zafer kazanmak için mi, Alman Ordusunun üstündeki baskıyı hafifletmek için..
Kahraman Mehmetçik her zaman ki gibi emre uydu, gözünü kırpmadan yürüdü beyaz ölümün üstüne, ayaklarında bot yerine sardığı çaputlarla ( ordunun bir kısmı çöl teçhizatlıydı )..
Kimi oturarak, kimi ayakta, kimi kucak kucağa, sırt sırta, kimi at üstünde kimi ağaç dallarında teslim oldu beyaz düşmana..
Rus ordusuna çok az iş kalmıştı..
Aşağıdaki hatıra bugün Rusya Askeri Müzesinde sergilenmekte olup, o zaman ki Rus Ordusu Kurmay Başkanına aittir;
“İlk sırada diz çökmüş beş kahraman.
Omuz çukurlarına yasladıkları mavzerleri ile nişan almışlar.
Tetiğe asılmak üzereler. Ama asılamamışlar.
Kaput yakaları, Allah’ın rahmetini o civan delikanlıların yüreklerine akıtabilmek istercesine semaya dikilmiş, kaskatı…
Hele bıyıkları, hele hele bıyıklari ve sakalları! Her biri birer fütuhat oku gibi çelik misali.
Ya gözler?.. Dinmiş olmasına rağmen şu kahredici tipinin bile örtüp kapatamadığı gözleri!..
Apaçık!..
Tabiata da, başkumandana da, karşısındaki düşmana da isyan eden ama Allah’ına teslimiyetle bakan gözler…
Açık, vallahi apaçık!..
İkinci sırada öyle bir manzara ki, hiçbir heykeltraş benzerini yapmayı başaramamıştır.
O ürkütücü ayaza rağmen, sağlarında fişekleri debelenerek üzerlerinden atmaya tenezzül etmemiş iki katırın yanında başları semaya dönük, altı masal güzeli Mehmed…
Sandıkları bir avuçlamışlar ki, hayatı biz ancak böyle bir hırsla avuçlayıvermişizdir.
Öylesine kaskatı kesilmişler.
Ve sağ başta Binbaşı Mustafa Nihat.
Ayakta… Ya Rabbî, bu bir ayakta duruştur ki, karşısında düşmanı da, kâfiri de, lanetlisi de Allah’ın huzurunda diz çöküş halinde gibi.
Endamı, düşmanı dize getiren bir tekbir velvelesi gibi.
Belinde, fişeklerinin yuvalarını tipi ile kapatmaya bütün gece düşen kar bile razı olmamış.
Sol eli boynundaki dürbünü kavramış. Havada donmuş, Kale sancağı gibi… Diğer eli belli ki, semaya uzanıp rahmet dilerken öylesıne taşlaşmış. Hayrettir, başı açık. Gür erkek kömür karası saçları beyaza bulanmış…”
Allahuekber Dağları’ndaki Türk müfrezesini esir alamadım. Bizden çok evvel Allah’larına teslim olmuşlardı.
24.12.1914 Perşembe.”
General Pietroroviç